Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

DaĞ baŞina mi Şehİr İÇİne mİ?

Aşağa gitmek

DaĞ baŞina mi Şehİr İÇİne mİ? Empty DaĞ baŞina mi Şehİr İÇİne mİ?

Mesaj tarafından yakamoz Perş. Şub. 05, 2009 1:24 am

İki kardeştiler. Biri köyde çobanlık yapmayı tercih ederek diyordu ki:

Bu zamanda şehre gitmek, oranın günahlı hayatına karışmak çok kötü.

İyisi mi, ben köyün çobanlığını yapayım, günahlardan uzak kalayım.

Diğeri ise şehre gitti. Bir mahallede küçük bir tamir kulübesi açıp

başladı ayakkabı tamirine.

Çoban dağda koyunları, keçileri otlatıyor, hiçbir namazını kaçırmıyor,

hiçbir şekilde de nâmahreme nazar etmiyordu. Bütün gün ormanın

sessizliği içinde zikirle, fikirle, şükürle yaşayıp gidiyordu.

Bu sebeple de manen bir hayli ilerledi, kerametlere mazhar oldu.

Düşünüyordu ki, kardeşi şehirde bir sürü günah ve nâmahreme nazar ile

manen sukût ediyor...

Bir ara ona acıyarak ziyaretinde bulunmayı düşündü. Otlattığı

koyunlarından bir miktar süt sağıp bir bez torbaya doldurarak ağzını

bağlayıp şehrin yolunu tuttu.

Sora sora bir mahalledeki eskici kulübesinde kardeşini buldu.

Torbadaki sütünü duvardaki bir çiviye asıp oturarak hal hatır sormaya

başladı. Bu sırada bir hanım geldi, ayakkabısını çıkarıp topuğunu

gösterdi. Kardeşi baktı. Tamir edebileceğini söyledi. Hanım çıplak

ayakla beklemeye başladı. Kadın az sonra ayakkabısını giyip giderken

ormanda görmediğini gören çobanın zihnindeki temizlik de gitmeye

yöneldi. İşte o sırada yukarıdan bir şeyler dökülmeye başladı.

Başlarını kaldırıp yukarıya baktıklarında bunun süt damlası olduğunu

anladılar. Meğer o anda torbadaki süt de damlamaya başlamış.

Eskici kardeş şöyle bir baktı ve söylendi:

- İnsanlardan kaçarak dağ başında veli olmak kolay şey. Bütün mesele

işte bu insanların içinde veli olabilmekte. Anladın mı şimdi farkı?

Çoban başını sallayarak cevap verdi:

- Sen haklısın şehirli kardeşim. Demek senin manen yükselmene mani bu

gibi manzaralar. Bunun için düşüş var sende.

Eskici cevap verdi:

- Nereden bildin bende düşüş olduğunu?

- Baksana, bir anda düştüm senin yanında. Sen ise her gün bunlarla yüz

yüze, göz gözesin. Düşmemen mümkün mü?

Eskici cevap verdi:

- İşte ben de onu söylüyorum sana. Asıl mesele bunların içinde kendini

muhafaza etmektedir. Rabb'ime şükürler olsun ben kendimi şimdiye kadar

muhafaza ettim, bundan sonra da muhafaza ederim, inşaallah.

Çoban buna itiraz etti.

- Beni bir anda makamımdan düşüren manzara seni her gün neden

düşürmesin? Sen çoktan düşmüşsün de haberin bile yok.

Eskici buna bir cevap vermek istiyordu. Bunun için şehadet parmağını

ağzına götürüp dilinin ucuyla ıslattıktan sonra doğruca torbanın süt

akan yerine Bismillah diyerek bastırdı. Bir de baktılar ki, şıp şıp

diye akan süt anında kesildi.

Birbirlerine bakıştılar. Bir anlık sessizliği yine çobanın feryadı

bozdu. Kucakladığı kardeşine şöyle diyordu:

- Sen haklıymışsın şehirli kardeşim! Asıl mesele, dağ başına kaçmak

değil, insanlar içine girmek, onların arasında durumunu muhafaza

etmekmiş.

Siz ne dersiniz bu olaya? Dağ başına mı gitmeli, yoksa şehir içinde mi

muhafaza olmalı?
yakamoz
yakamoz
Moderator

Mesaj Sayısı : 1316
Kayıt tarihi : 02/12/08
Nerden : Adapazarı

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz